Açık hava çarpıntı yaptı sinemaya kaçtım
Sarih havada dolaşmaktan verim alamıyorum. Durduk yere hiddetleniyorum. Oysa senenin son çeyreğinde hiddetimi içimde yakalamak suretiyle buğuya çevirip, kendi hayat enerjimi kendim üretmeye karar vermiştim. Bu biçimde dışa bağımlılığı eksiltip sürdürülebilir bir sihrime tutaraktan diye gidecekti.
“Adnan Ağabey oleey”
Ama mesela çıkıp kaldırımda motosikletten kaçmaktan yürüyemiyorsan olmuyor işte. Ya Da geçen akşam aldığımız hava. Köpeği de alıp bir çay içmeye çıkmışız. Köşede ATM ’ler var, yanından geçiyoruz. Böyle yaşını başını almış bayanlı erkekli kalabalık bir takım sotelenmiş, bir şeylerin peşinde. Öteki yandaki mekâna bir adam girmekte, ondan saklanıyorlar. Daha “Bunlar burada n ’apıyor” demeye kalmadan haydi hop meşale çıkartıp yaktılar, “Adnan Ağabey oleey” diye tezahürata giriştiler. Cadde ortasında köşeden fırlayıp meşale patlatmak. Dost sürprizini kes.
Üçümüz ayrı yanlara savrulduk fobiden. Hayvanın zati fabrika ayarları panik saldırı. Usu uçtu garibanın, nereye kaçacağını donakaldı. Böyle olunca ben “Ne yapsak” sualine otomatik olarak “Sinemaya gidelim” diyorum natürel. Ruh hali oranla stabilize edilmiş civar neticede. Genel olarak da şu düşüncelerle bölüyorum:
-Gişede “Yerleri sistem otomatik olarak vermektedir” diyor ama gerçeğinde öyle vermiyor, görüyoruz. Gişe memuru kafasında kesintisiz orası mı burası diye kırk saat yer seçilmesinden bunalmış. Haklı.
-Burada da her şey harikulade değil, şu film sırasında telefonla oynamama işini hâlâ oturtamadık.
-Yerli komediler sövme ya da cinsellikli yollama esprisine azıcık bol keseden dayanıyor.
-3D sinema teknolojisi afaki. Zati bu da üç ebatlı filan değil, birbirimizi aldatmayalım artık daha fazla.
-Her sinemada kesinlikle bir tane fısıldama işinde zafersiz insan oluyor. Karikatür sanırsın ama değil. Var filhakika. Kotası var sanki senelerdir.
-Koreliler sinema işini öğreniyor.
-Gerçeğinde baştan bir ‘Taxi Driver ’ izledin mi baya bir filmi izlemiş kadar oluyorsun.